1938’de ‘Dersim’in kayıp kızları’ olmamak için Efrin’e göç etmiş kadınlar bugün aynı zulmü yaşıyor… Kayıp onlarca kadının akıbeti bilinmiyor… Ve dün IŞİD’e karşı verdikleri mücadele ile alkışlanan Kürt kadınları bugün Efrin’de yalnız bırakılıyor
Hicran Urun
Dersim’le Efrin arasında beş yüz kilometreden fazla bir mesafe var. Ama bu yalnızca fiziksel bir şey. Tarih söz konusu olunca, yollardan ya da uzaklık ölçülerinden değil birbirine eklenen zincir halkalarından söz edilebilir.
Mesele zulüm ve kadınlar olunca, 1937-38’den 2021’e uzanan zaman dilimi, aslında hiç değişmeyen kesintisiz bir acıyı, hiç bitmeyen bir ‘Tertele’yi anlatıyor bize.
Efrin’de bugün yaşananlar aslında bir yerde tarihin tekerrürü; Kürt kenti Efrin, 1937-38 Dersim Tertelesi’nde göç alan bir kent ve özellikle Mabata ilçesinde Dersim göçmeni birçok aile bulunuyor. Yıllarca Tertele’den kurtulanlardan dinlediğimiz, belgesellere konu olan ve üzerine onlarca yazı yazılan ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ olmamak için 1938’de Efrin’e göç etmiş kadınlar, 83 yıl sonra bugün aynı zulmü yaşıyor. Kentte Türkiye destekli paramiliter gruplarca kaçırılan onlarca kadının akıbeti hala bilinmiyor. Hiçbir uluslararası kurum bu kadınlar için herhangi bir girişimde bulunmuyor ve daha da önemlisi dün IŞİD’e karşı verdikleri mücadele ile tüm dünyanın alkışladığı Kürt kadınları bugün Efrin’de yalnız bırakılıyor.
Dersim göçmeni Mabatalı Zelüş Ala, Dersim’den Efrin’e uzanan bu zulmü Mezopotamya Ajansı’na verdiği bir demeçte şu sözlerle özetlemişti: “Kadınlar bu zulmü daha önce de yaşadı. Biz katliamlardan kurtulmak için buraya geldik, fakat burada da bizi yok etmeye çalışıyorlar.”
…
Yazının devamı için tıklayınız