• Künye
  • Hakkımızda
Salı, Ocak 26, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

CPT Raporu ve İmralı tecridi

Cuma, Eylül 4, 2020 00:07
içinde Yazarlar
Koronavirüs ve iktidarın politikası
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

PKK Lideri Sayın Öcalan 22 yıldır İmralı’da işkence koşulları altında tutuluyor. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) yayınladığı son raporunda bu durumu tescilliyor. CPT şu tespitte bulunmuş: “Öcalan 168 saatlik bir haftanın 159 saati hücrede tecride tabi tutulmakta.” CPT katı bir tecridin uygulandığını ve bunun bir işkence olduğunu belirtiyor. Disiplin cezalarının hukuka aykırı ve haksız olduğunu, meşru bir nedene dayanmadığını, infaz sisteminin değişmesi gerektiğini ifade ediyor.

CPT’nin İmralı sisteminin bir işkence sistemi olduğunu ifade etmesi önemli. Sistem başından beri öyleydi. Ama CPT şimdi itiraf ediyor. CPT’nin durumu şimdiye kadar sessizlik içinde geçiştirmesi, görev ve sorumluluklarını yerine getirmekten kaçması ağır bir sorumsuzluk örneği olmanın ötesinde uygulamalara bilerek uyum gösterdiğini ortaya koyuyor. İşkenceyi Önleme Komitesi, işkenceyi önlemek için görev ve sorumluluklarını yerine getirmemişse ve getirmiyorsa daha vahimi de getiriyor gibi algıya yol açması durumu daha da kirleştiriyor. CPT’nin Türkiye’nin Öcalan üzerindeki insanlık dışı uygulamalarına yönelik şimdiye kadar herhangi bir tutum geliştirmemiş olması da Türkiye’nin İmralı politikasıyla çakışan bir yaklaşım içinde hareket etmeyle alakalıdır böyle değilse nedir nedir o zaman tutumsuzluk tavrın manası?

BenzerHaberler

Koronavirüs ve iktidarın politikası

2020 yılına dair

Koronavirüs ve iktidarın politikası

Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ve açlık grevleri

Sayın Öcalan’a yönelik uygulamalar başından beri hem iç hukuka hem de uluslararası hukuka aykırı uygulamalardır. Yapılan hukuksuzluğun, korsanlığın teşhir edilmesi ve karşısında mücadele verilmesi de bir o kadar önem arz ediyor. AKP-MHP iktidarı Sayın Öcalan’ın barış ve çözüm odaklı konumundan dolayı kendisine ağır tecrit uygulamaktadır. Uluslararası güçler ise Kürt sorununda çözümsüzlük üzerinde kendilerine avantaj aramaktalar; tecride destek olarak Kürt sorununda çözümsüzlüğü daha da derinleştirme peşindeler. Kürt sorununun hep çözümsüzlük içinde kalması küresel güçlerin ve sömürgeci ulus devletlerin temel hayali olmuştur daima. Öcalan bu hayallerine dokunduğu için kendisine karşı 15 Şubat Komplosu’nu geliştirdiler ve akabinde İmralı işkence sistemine maruz bıraktılar.

Kürt halkı hiçbir zaman önderine yönelik ahlâksız, hukuksuz ve vicdansız muameleyi kabul etmedi; buna karşı hep mücadele içinde oldu, çeşitli vesilelerle Öcalan’ın kendisinin siyasi iradesi olduğunu halk olarak ortaya koydu. Bu gerçeğe rağmen AKP iktidarı Kürt halkının duygularına ve kabulüne karşı saygısız, anlayışsız ve istismarcı bir tavır içinde oldu. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak, 2015’te ailesiyle görüşmesine yasak koydu. Ondan 3 yıl öncesinde de avukatlarıyla görüşmesine yasak koymuştu. Bu yasaklar 2019’a kadar sürdü. Leyla Güven öncülüğünde gelişen açlık grevleri etrafında içeriden ve dışarıdan gelişen tepkiler sonucu iktidar geri adım atarak, Öcalan’ın ailesiyle 5 yıl, avukatlarıyla 8 yıl aradan sonra görüşmesine izin verdi. İktidar, görüşme önündeki tüm kısıtlamaları kaldırma sözü verdi ancak sözünü tutmadı. 21 Nisan’dan bu yana İmralı’dan hiçbir haber alınamıyor; haklara yönelik saldırı ve gasp devam etmekte. Bu insanlık dışı muameleye karşı vicdan sahibi her insan tavır koymalı ve bu kötülüğü sorgulamalıdır.

Tecride karşı önemli bir boyut da uluslararası boyuttur. Bölgesel ve küresel güçlerin ittifakıyla komplo gerçekleşti. Komployu pratiğe geçirme sürecinde saldırı ittifakının, komplo ittifakının sözcüleri, istihbaratları, diplomatları hiçbir ahlâk ve hukuk normuna sığmayan bir yaklaşımla, kudurmuşçasına komployu hayata geçirdiler. Nasıl hedefe odaklandıkları, nasıl vicdansız kesildikleri ve şov yaptıkları hafızalarda yerini koruyor. İmralı sistemi de aynı zihniyetin, aynı saldırgan ruh halinin, kirli ittifak ve aklın eseridir.

Öcalan’ın küresel boyutta bir kötülüğe, saldırıya, sistematik bir tecride maruz bırakılmasına karşı küresel çapta bir dayanışma önem kazanmaktadır. Vicdanın, aydın duruşunun, demokratik tavrın hem yerel hem de küresel çapta Öcalan’ın özgürlüğüne odaklanması en isabetli yaklaşım olacaktır. Odaklanma aynı zamanda küresel kapitalist sisteme karşı bir duruşun, alternatif bir duruşun da ifadesi olacaktır. Çünkü Sayın Öcalan’ın temsil ettiği mücadele bugün Ortadoğu kaosunda, karanlığında ve soykırım ortamında insanlığa nefes oluyor.

Son 30-40 yıllık zaman diliminde hem bölgesel düzeyde hem de küresel çapta büyük alt üst oluşlar yaşandı; birçok sosyal-toplumsal mücadele odağı sönümlendi; birçok örgüt, güç, oluşum ve ittifak çöktü. Sistemin saldırılarına karşı insanlık güçsüzleşti, güçsüzlük bugün küresel çapta ‘nefes alamıyoruz’ şeklinde ifadelendiriliyor. Öcalan’ın oluşturduğu alternatif ise bu tarihsel süreçte temel bir eksen durumuna geldi. Halkların ve insanlığın güç aldığı, moral kazandığı, yön bulduğu bir eksen. Bu giderek daha fazla fark ediliyor. Bu eksen önderinin özgürlüğü ve özgürlüğü temelinde her çaba son derece kıymetlidir.

İngiliz işçi sendikalarının ‘Vakit Geldi’ sloganıyla yürüttüğü kampanya, yine Birleşik Krallık’ta on binlerce üyesi olan müzisyenler sendikasının Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’na katılması, Durham Madenciler Sendikası Festivali’nin geçen yıl Öcalan’a adanması, çok sayıda bilim insanının ve dünya çapında tanınmış aydın, sanatçı ve akademisyenin dönem, dönem Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle yayınladığı deklarasyonlar önemli bir duyarlılık oluşturmuş olmakla beraber yetersizdir. Küresel vicdan ve dayanışma nasıl ki bir dönem Nelson Mandela’nın özgürlüğüne odaklandıysa bugün de Öcalan’ın özgürlüğüne odaklanması zemini güçlü ve mevcuttur.

Etiketler: Seydi Fırat
Seydi Fırat

Seydi Fırat

İlgili Haberler

Yangında ilk feda edilecek
Yazarlar

Bir intihar mektubunun otopsisi

Dile dair takıntılar
Yazarlar

Bugün 24 Ocak

Dayanışma yaşatır
Yazarlar

İttifaklarda kriz

Yaşamak
Yazarlar

Adı sanı yok Dicle’nin

Güney’in üç virüsünden ikisi…
Yazarlar

Türkiye’nin Bağdat ve Hewlêr ziyareti

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!
Yazarlar

Demokles’in kılıcı ya da demokrasinin kılıcı

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Dayanışma zamanı…

Altına hücum, TL’den kaçış

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Doku’nun ailesi Elazığ’da Erdoğan’la görüştü

Doku’nun ailesi Elazığ’da Erdoğan’la görüştü

ABD’den Avrupa ve 4 ülkeye seyahat yasağı

ABD’den Avrupa ve 4 ülkeye seyahat yasağı

Urfa gözaltıları serbest bırakıldı

Urfa gözaltıları serbest bırakıldı

HDP Esenyurt Eşbaşkanları bir kez daha gözaltında

HDP Esenyurt Eşbaşkanları bir kez daha gözaltında

Dava hukuka aykırı Şenoğlu bırakılmalı!

Dava hukuka aykırı Şenoğlu bırakılmalı!

Erdoğan, ‘Kapanan dükkan yok’ demişti: 213 bin esnaf kaydını sildirdi

Erdoğan, ‘Kapanan dükkan yok’ demişti: 213 bin esnaf kaydını sildirdi

OHAL Komisyonun esas aldığı rapor aslında hiç yokmuş

OHAL Komisyonun esas aldığı rapor aslında hiç yokmuş

Erdoğan için tır ve kamyon şoförleri 3 saat mağdur edildi

Erdoğan için tır ve kamyon şoförleri 3 saat mağdur edildi

Otomatik taslak

Doğan Güzel il jandarma komutanının ülkü ocaklarına ziyaretini çizdi…

Rüşvet operasyonunda 25 tutuklama

Rüşvet operasyonunda 25 tutuklama

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler